Almanya’da 8 Temmuz 2017'de düzenlenen G-20 zirvesine akredite olan Adil Yiğit ve 32 gazeteci, polis tarafından basın merkezindeki arkadaşlarının yanına alınmadı.
Olay duyulunca polis açıklama yaparak gazeteci Adil Yiğit'ten “Bir yanlış anlama var” diyerek özür diledi. Yiğit, özürle yetinmemiş ve Berlin İdare Mahkemesi'nde dava açtı.
Dava sürerken Federal Asayiş Dairesi ile Yiğit'in avukatı anlaşmaya vardı ve gazeteciye 1500 euro tazminat ödenmesiyle davanın kapatılması kararlaştırıldı.
‘GAZETECİLİK ONURUYLA İLGİLİ’
Bu davadan önce yazılı özür de alan Yiğit, “Konu para değil, gazetecilik onuruyla ilgilidir. Aralık 2016’da Hamburg’da düzenlenen AGİT zirvesinde de akreditasyonla ilgili sorunlar olmuştu ama sonunda gecikmeli de olsa içeri girebilmiştim. Şubat 2018’de ise yetkililer, 30 yıldır Almanya’da yaşamama ve dört Alman vatandaşı çocuğum olmasına rağmen beni aniden sınır dışı etmek istemişti” dedi.
BIR KISMINI BAĞIŞLAYACAK
Yiğit, yetkililerin bu konudan ders almasını ve kendisinin ve meslektaşlarının bundan sonra böyle sorunları yaşamamasını umduğunu ifade ederek, kendisine ödenen tazminatın bir kısmını Türkiye’de basın özgürlüğünü savunan bir gazeteci örgütüne bağışlamak istediğini söyledi.
Yiğit, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın Berlin’i ziyaretinde düzenlenen basın toplantısında da, “Gazetecilere özgürlük” tişörtüyle fotoğraf çekmiş ve polis tarafından salondan çıkarılmıştı.