Otomotiv Sanayicileri Derneğinin (OSD) Yönetim Kurulu Toplantısına video konferans yöntemiyle katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Koronavirüs salgınının yerli otomobil üretim sürecine etkilerine yönelik değerlendirme yapan Varank, "Yeniliğe Yolculuk mottosuyla 27 Aralık'ta otomobillerimizi dünyaya tanıttık. O günden bugüne çalışmalar aralıksız devam ediyor. Yerli otomobil hayalimizde ciddi bir erteleme yok. Ekibimiz; Kore, İngiltere, Almanya, İspanya, İtalya ve ülkemizdeki potansiyel tedarikçilerle görüşmelere devam ediyor" dedi.
Gemlik'te kurulacak fabrika ile ilgili sürece de değinen Varank, "Fabrikanın temel atma tarihine ilişkin olarak büyük bir aksaklık da öngörmüyoruz. Normalleşme sürecini de dikkate alarak, imkanlar doğrultusunda süreci değerlendireceğiz. En fazla birkaç haftalık değişiklikler olabilir. Fabrika ÇED raporunu alma aşamasında. Zemin etüdleri de muhtemelen 10 gün içerisinde tamamlanacak" diye konuştu.
Bakan Varank'ın toplantıda yaptığı konuşmadan öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
"Dünyada hiçbir ülke, Kovid 19 salgınına karşı bağışıklık kazanmış durumda değil. Salgın insan sağlığına olan doğrudan etkilerin yanında, ekonomik ve sosyal dengeler üzerinde de tahribat oluşmaya başladı. Uluslararası ticaret, sermaye hareketleri ve turizm çok ciddi yaralar aldı.
"ÜRETİCİ AYAKTA DURMAYA ÇALIŞIYOR"
Dünya borsalarında ve emtia piyasalarında sert dalgalanmalar görüyoruz. Arz ve talep şokunun aynı anda yaşanıyor olması, önümüzdeki sürecin belirsizliğini daha da artırıyor. Tüketicilerin davranış kalıpları değişirken, üreticiler de bu kaygan zeminde ayakta durmaya çalışıyorlar. Yapılan tahminler, küresel ekonomide son 100 yılın en ağır daralmasının yaşayacağını öngörüyor. İşte böylesine bir ortamda, doğal olarak Türkiye'de bu süreçten etkileniyor.
Yılın ilk iki ayında da sanayi üretimi, yatırım iştahı ve ihracat verileri oldukça iyiydi. Salgınla birlikte maalesef biz de ticaret ve üretim cephesinde daralmalar yaşamaya başladık. Martın ikinci yarısından itibaren sanayide elektrik tüketimi düşmeye başladı. Otomotiv ve tekstil sektöründe faaliyet gösteren fabrikaların büyük kısmı üretime ara verme kararı aldılar.
"ÜRETİCİ VE EMEKÇİNİN HAKLARINI KORUDUK"
Salgının başından itibaren üreticinin ve emekçinin haklarını en iyi şekilde korumaya özen gösterdik. KOSGEB, TÜBİTAK ve kalkınma ajansları kanalıyla özel destek programları açıkladık. Teknoparklar ve Ar-Ge merkezlerinde uzaktan çalışmayı mümkün hale getirdik. Salgının ülkemizdeki seyri ve sanayicilerin talebi doğrultusunda, fabrikaların temelli kapanması gibi bir yaklaşımımız olmadı.
Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu günlerde bile; ihracat taahhüdü olan ya da faaliyetlerine ara vermesi durumunda büyük zararla karşılaşabilecek üreticilerin çalışmaya devam etmesini sağladık. Bu sayede Türkiye, pek çok ülkeden pozitif yönde ayrıştı.
"İKİ HAFTADA SOLUNUM CİHAZI ÜRETTİK"
Pek çok ülkenin sahip olamadığı, üretmekte dahi zorlandığı yoğun bakım solunum cihazlarının sadece iki haftada seri üretimini gerçekleştirdik. Bu başarı Türk sanayisinin, girişimcisinin ve Ar-Ge ekosisteminin başarısıdır. Dünya standartlarında bir ürünü, milli seferberlik ruhuyla 14 günlük rekor sürede seri üretim bandından indirdik.
Türkiye'nin geleceği katma değerli üretimde ve yüksek teknolojide. Bu süreçte sanayimizin lokomotifi olan otomotiv sektörünün de taşıdığı önemin farkındayız. Bu sektör; istihdam, Ar-Ge ve ihracat gibi pek çok alanda bizim yüz akımız. Dünya'nın sayılı üreticilerindeniz, Avrupa'da ilk 5'te yer alıyoruz. 5 kıtada, 190 ülkeye ihracat yapabiliyoruz.
"5 TEMEL BEKLENTİMİZ VAR"
Ramazan ayı boyunca tedbirlere en üst düzeyde uyulursa, inşallah, bayram sonrasında ülkemizin normal hayata geçişini hedefliyoruz. Dolayısıyla otomotiv sektörünün de en iyi şekilde yeni normale hazırlıklı olması gerekiyor. Bu noktada da sizlerden 5 temel beklentimiz bulunuyor.
Birincisi ev en önemlisi çalışanlarınızın sağlığını güvence altına almanız. Dönüş sürecini çok iyi planlayın. İkinci beklentimiz, atik olmanız. Talep yeniden canlanmaya başladığında, sizlerin piyasayı en iyi şekilde beslemesi gerekiyor. Üçüncü olarak, tedarikçilerinize sahip çıkmanızı bekliyoruz. Talebin güçlenmesiyle birlikte, en çok tedarikçi KOBİ'lerinize ihtiyaç duyacaksınız. Onların yetkinliği size güç katacak.
Dördüncü olarak, yerlileşme oranlarınızı artırmaya odaklanmalısınız. Bu salgın, hammadde kaynaklarına ulaşım da dAhil olmak üzere yerlileşmenin ne kadar önemli olduğunu tekrar ortaya koydu. Dolayısıyla; Ar-Ge, inovasyon ve insan kaynağına yatırım yapmaktan asla vazgeçmeyin. Üretim kabiliyetlerinizi geliştirin, ekosisteminizi çeşitlendirin. Son olaraksa, stratejik yatırım hamlelerinde cesur davranmanızı istiyoruz."