Serik’te 8-10 yaşlarında iki kız çocukları bulunan Mahir İncedayı ve eşi Songül İncedayı arasında yaşanan anlaşmazlık ve tartışmanın ardından evini terk eden Songül İncedayı Antalya’daki bir kadın sığınma evine yerleşti. Mahir İncedayı 12 Ekim 2020 tarihinde Ömer Bal ve Musa Kaplan adlı arkadaşlarını yanına alarak konuşmak ve eşiyle barışmalarına yardım istemek amacıyla Haskızılören Mahallesi’nde yaşayan kayınpederi Süleyman Can’ın evine gitti. Mahir İncedayı, Ömer Bal ile otomobilde otururken, Musa Kaplan, Süleyman Can ve eşi Makbule Can’la evlerinin bahçesinde konuşmaya başladı. Bu sırada arabadan inen ve kayınvalidesinin kendisi hakkında hakaret içeren sözlerini duyan Mahir İncedayı, tabancasıyla 8 el ateş ederek kayınvalidesini öldürdükten sonra olay yerinden kaçtı. Kısa bir süre sonra saklandığı evde jandarma tarafından yakalanarak gözaltına alınan Mahir İncedayı sulh ceza hakimi tarafından tutuklandı.
Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve Manavgat 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, olayın gelişimi ve cinayetin nasıl işlendiği ayrıntılı bir şekilde anlatılarak, sanık Mahir İncedayı hakkında, Makbule Can’a yönelik ‘yakın akrabayı kasten öldürmek’ ve Süleyman Can’a yönelik ‘yakın akrabayı öldürmeye teşebbüs’ suçundan cezalandırılması talep edildi.
Manavgat Adliyesinde gerçekleşen davanın 2’nci Duruşmasına tutuklu sanık Mahir İncedayı Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bulunduğu cezaevinden katılırken, tarafların avukatları, kardeşleri ve 2 kızı salonda hazır bulundu.
Duruşmada esas hakkında görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı, Mahir ve Songül İncedayı çiftinin aralarında yaşanan tartışma üzerine Songül İncedayı’nın evi terk ederek bir sığınma evine yerleştiğini ve sanık Mahir İncedayı’nın da eşinin anne ve babasıyla hem konuşmak hem de kendilerinin barıştırılmasını istemek için 2 arkadaşıyla birlikte gittiğini belirterek, “Barışmayı gerçekleştirmek için eve giden Mahir İncedayı ve Ömer Bal araçta kalırken, Musa Kaplan, kayınvalide Makbule Can ve kayınpeder Süleyman Can’la konuşmak için inerek evin bahçesine gidiyor. Musa Kaplan ve Makbule Can’ın konuşması sırasında otomobilden inen Mahir İncedayı, kayınvalidesinin kendisine hakaret ettiğini duyunca yanında bulunan tabancayla 8 el ateş ederek öldürdüğü duruşma sırasında ve daha önceki ifadelerden anlaşılmaktadır. Olay tasarlayarak ve planlayarak değil, bir anlık öfkeyle, haksız tahrik altında gerçekleşmiştir” dedi.
Savcı esas hakkındaki görüşünde Makbule Can’a yönelik suç nedeniyle sanığa verilecek cezada haksız tahrik indirimi yapılmasını, Süleyman Can’a yönelik ‘yakın akrabayı öldürmeye teşebbüs’ suçundan ise beraat verilmesini istedi.
Şikayetçilerin avukatı ise savcının esas hakkındaki görüşlerine katılmasının mümkün olmadığını söyleyerek, “Cezada haksız tahrik indiriminin uygulanmasını istemiyoruz. Sanık sulh ceza hakimine verdiği ifadede arabaya bindiklerinde torpido gözünde bulunan silahı alıp beline taktığını itiraf etmiştir. Burada öldürme kastı olduğu çok açıktır” diye konuştu.
Tahliye talebinde bulunan sanık avukatı ise “Müvekkilimin 8 ve 10 yaşlarında 2 kız çocuğu bulunmaktadır. Bu çocuklar şu anda duruşma salonundadır ve yaklaşık 1 yıldır babalarını görmemişlerdir. Bu çocuklar akrabalarının yanında kalmaktadır. Karar verilinceye kadar müvekkilimin en katı adli kontrol uygulamasıyla, gerekirse ev hapsi dahil cezaevinden tahliye edilmesini talep ediyorum” dedi.
Mahkeme başkanının savcının esas hakkındaki görüşüne bir diyeceğinin olup olmadığını sorması üzerine Sanık Mahir İncekara, “Benim 8 ve 10 yaşlarında iki kızım var. Tahliye talep ediyorum. Yüce adaletinize ve vicdanınıza sığınıyorum” dedi.
Mahkeme, sanığın tahliye talebini reddederek, taraf avukatların esas hakkındaki görüşe karşı savunmalarını hazırlamaları için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.